Foça Mutlu Son
Foça Mutlu Son
Sadece biraz umursamaz.” “Umursamazsın öyle mi?” diye mırıldandı, kelimeyi dilinin ucunda sınayarak. “Ne ilginç bir tanımlama. Foça Mutlu Son Sanırım ben de umursamazım.” “kesinlikle öyle olmalısın, yoksa beni görmüş olduÄŸunde direkt yukarı çıkar, giderdin.” “Ve seni Winston’la karşılaÅŸtırmazdım.” Gözlerinde çelik mavisi bir ışıltı vardı. “mutlaka öyle yapmazdın.” “Bana kırılmıyorsun, deÄŸil mi?” Upuzun ölesiye bir sessizlik oldu ve bir an için Miranda, çok ileri gittiÄŸini düşündü. Iyi mi bu kadar aptal, iyi mi onun kendini isteyeceÄŸini düşünecek kadar kendini beÄŸenmiÅŸ olabilirdi? Onu minik kardeÅŸiyle kıyaslaması niçin umurunda olsun ki? Kendisi onun için bir çocuktan öte deÄŸildi, Foça Mutlu Son yalnız acıdığı için arkadaÅŸlık ettiÄŸi, evcimen ufak bir kızdı. Bir gün onun kendisini umursayabileceÄŸini asla düşlememesi gerekirdi. “Bağışla beni, ” diye mırıldandı ve ayaÄŸa fırladı. “Çizmeyi aÅŸtım.” sonra hâlâ orada
duran içkisini bir yudumda içti ve telaÅŸla kapıya yöneldi. “Aaah!” “Hayırdır ne oldu?” Turner ayaÄŸa fırladı. “Camları unuttum, ” diye inledi. “Kırık camları.” “Aman Tanrım, Miranda, aÄŸlama.” Kalktı yavaşça o tarafa doÄŸru yürüdü ve o gece ikinci kere onu kollarına alıp kucakladı. “Öyle aptalım ki. Tanrı’nın cezası bir aptalım, ” dedi burnunu çekerek. GözyaÅŸları acıdan çok, yitirdiÄŸi saygınlıkı içindi ve bu yüzden kendini durduramıyordu. “küfür etme, daha önce senin sövgü ettiÄŸini hiç duymadım.
Foça Mutlu Son
AÄŸzını sabunla yıkamam gerekecek, ” diye takılarak, onu yeniden kanepenin üzerine taşıdı. Turner’ın yumuÅŸak ses tonu onun sert sözlerinden daha etkileyici olmuÅŸtu. Foça Mutlu SonMiranda boÄŸazında bir yerlerde takılıp kalmış olan hıçkırıkları durdurabilmek için birkaç derin nefes aldı. Turner onu kanepenin üzerine sırtüstü yatırdı. “Åžimdi ÅŸu ayağına bir bakayım, tamam mı?” Miranda başını salladı. “Ben çaresine bakarım.” “Saçmalama. Yaprak benzer biçimde sallanıyorsun.” İçki dolabına yürüdü ve orada önceden
Miranda’nın bıraktığı mumu aldı. Miranda onun yine geri gelip elindeki mumu bir servis masasının üzerine koyusunu izledi. “Evet, ÅŸimdi birazcık ışığımız oldu. Ayağına bir bakayım.” Miranda gönülsüzce Turner’ın ayağını alıp kucağına koymasına izin verdi. “Öyle aptalım ki.” “Åžunu söylemekten vazgeçecek misin? Sen benim tanıdığım diÅŸiler arasında en az aptal olansın.” “TeÅŸekkür ederim. Ben – Ahh!” “Kımıldama ve dönüp durmaktan vazgeç.” “Ne meydana getirdiÄŸinı görmek isterim.” “Peki, fakat elastik bir vücudun olmadığı sürece bunu yapamazsın, öyleyse bana güvenmek zorundasın.
Son yorumlar