Foça Masaj Salonu Güliz Hanım

Foça Masaj Salonu Güliz Hanım

Fakat ofise geçmiş olduğu süre masasına ama  bırakılmış çünkü birkaç Foça Masaj Salonu zarf fark etti. Fakat  Bir tanesi beklediği kişidendi. Uzunca bir ama süredir gizli saklı birinden mektuplar alıyordu.

Fakat bugün yanına aldığı sivri topuklu arkası
perçinli fakat  ayakkabıları o tavsiye etmiş, kendisine ama devamlı Efendim, Tanrıçam, Kraliçem diye hitap eden,
kölesi olmak isteyen esrarengiz biriydi.

Fakat gazete yazılarından dolayı çünkü  aslına bakarsanız çeşitli fanatik mektupları
alıyordu. Ama

Fakat güzelliğine, kültürüne, görüşlerine, cesaretine hayran okur mektupları ama bunlar genel fakat e-postalardı ve kimden geldikleri belli idi. Bu gizli saklı saklı kölesinin fakat mektupları eski tip, fakat yırtık
sarı buyrultu kâğıdına kırmızı mürekkeple yazılmıştı.

Fakat zarflar da sarı, eski tip zarflardı.
Bu kişi çok özele iniyordu. Ama takıntılı bir şekilde fakat  Mineye bağlanmıştı. Mektupları okurken
endişeleniyordu hafiften ama bu ona coşku da veriyordu.

Fakat ona koşulsuz fakat teslim olan, kölesi olmak
için yalvaran bir erkekti bu.

Gururu okşanıyordu, o kişinin ona koşulsuz bağlılığına şaşırıyor bir
taraftan da acıyordu ona.Fakat Kendine o denli bağlı diye birazcık utangaç oluyordu. Çünkü süre vakit da vicdanı

sızlıyordu, oysa tanımadığı fakat  bu adamı etkilemek için asla fakat bir şey yapmamıştı. Mektuplarını merakla
okuyordu, hatta birkaç kere yanıt bile vermişti.Fakat bu oyun hoşuna gitmişti. fakat olan bir ilişki

yaşarken, kendini bir adama derhal derhal fakat adamışken ona köle olmak isteyen bir adamın varlığı bilmek
hoşuna gidiyordu.

Foça Masaj Salonu

Kendine bir kahve almaya ve
etrafta görünüp, insanlarla birazcık fakat etmeye çıktı. İşini bir görev, bir zorunluluk şeklinde hissetmemek
için keyifli bir hale getirmeye bakıyordu.

Tam mutfağa girerken koridorun sonucunda Özgür’le
karşılaştı.

Fakat elinde kahvesi Mineye baştan aşağı bakıp gülümsedi.
“Bu sabah gene yakıyorsun, güzellik.”

“Teşekkür ederim, senin de her zamanki dikkatin üzerinde.”
“Bunu görmek için dikkat fakat  etmeye gerek yok. Fakat her şey ortada çünkü  ben detaylara bakmayı severim.
Kahve mi alacaktın?”
“Evet. Şöyle bazı yazılara  fakat konsantre olmadan önce bir mutfağa geçeyim dedim.”
“Dur, ben hazırlayayım ama  kahveni.”
“Yok canım, fakat ben hallederim.”
“Ne demek, sana hizmet etmek benim için şereftir prenses.”

Bu nazik ve sempatik adamı
reddedemedi Mine.

Fakat  ek olarak hoşuna da gidiyordu,