Foça Evde Masaj-Masöz Esra Hanım

Foça Evde Masaj-Masöz Esra Hanım

Foça Evde Masaj-Masöz Esra Hanım Cinsel yaşamı ortaya dökülünce Wilde’ın aleyhine çok şey çıkmıştı. İki travestinin oynaşmalarına hafif bir şaka gaslıyle bakıldığı Boulton ve Park davasının nispeten rahat günlerinden bu yana bir çok şey değişmişti. Artık eşcinsellere daha negatif bakılıyordu; “doğaya ters” şehvetleriyle ülkenin gençliğini heba etmeye hazır avcılar olarak görüyorlardı. Wilde bu kalıba uyuyor ve nükteleriyle kolayca düşman kazanıyordu. Tek romanı olan Dorian Gray’in Portresi çöküş ve oğlancılık temalarını işliyordu. Kitap göz kamaştırıcı güzellikteki genç bir insanın güzelliğini korumak uğruna ruhunu satışını mevzu ediyordu.

Gray cinsel sefahatle dolu bir hayat sürerken günahları gizli bir odada tuttuğu bir portreye sihirli bir şekilde yansıyordu. Dorian Gray ilk Lippincott’s Monthly Magazine dergisinde 1890 yılında tefrika edilince ağır eleştiriler aldı. Sözgelimi The Scots Observer dergisi şöyle diyordu: Sayın Oscar Wilde yazılmasa daha iyi olacak şeyler yazıyor. Dorian Gray’in Portresi… Yaratıcı, ilginç, zekice ve apaçık bir edebiyat eseri olsa da yanlış bir sanattır; insan doğasına terstir; kahramanının şeytan olması yüzünden ahlaka terstir; keza yazarın doğal olmayan fenalüğü temiz, sağlıklı ve zekice bir hayata tercih edip etmediği yeterince belli değildir.

Foça Evde Masaj-Masöz Esra Hanım

Foça Evde Masaj-Masöz Esra Hanım Sayın Wilde zeka, beceri ve üslup sahibidir, fakat şayet kabahatlu soylular ve sapkın telgrafçılar haricinde hiç kimse için yazamıyorsa, çok geçmeden terzilik (yada başka bir sıradan iş) yapması hem kendi ünü bununla beraber genel terbiye açısından daha iyi olur. Cleveland Caddesi vakasına meydana getirilen gönderme açıktı: Wilde İngiliz gençlerinin arkasından şehvetle koşan bir başka muzır adamdı. Lippincotts’s dergisinin dağıtımcısı derginin o sayısını hemen piyasadan çekti. Roman altı ilave bölümle kitap formunda basıldı fakat gene aynı skandal mesajı içeriyordu. Cinselliği mevzusundaki patavatsızlığı ve züppece ukalalığı “sapkın telgrafçı oğlanlar”la gönül eğlendiren bütün adamların ödediği bedeli ödeyeceğini garanti ediyordu.

Wilde’a nazaran ergen oğlanlarla samimi bir birliktelik tahrik ediciydi. Diğerlerine göreyse sıradançe bir kabahattu. Wilde sevgiyle “Bosie” diye seslendiği, Oxford Üniversitesi’ni bırakmış, eşi olmayan derecede yakışıklı Lord Alfred Douglas’ın şahsında kendi Dorian Gray’ini bulmuştu. 1895’teki davasına kadar Wilde, Bosie ile birlikte, Saul’ün Cities of the Plain kitabında anlattığı yaşamı yaşadı. Wilde evli ve iki çocukluydu fakat bu durum onun kaçamaklarına engel olmadı.